Bellek ve veri saklama üniteleri dijital evrimi nasıl destekledi

#KingstonCognate Rafael Bloom’u tanıtıyor

Rafael, kariyeri boyunca üst düzey Teknoloji Ürünleri, Pazarlama İletişimi ve İş Geliştirme rollerinde görev yaptı. Danışmanlık uygulamaları, gelir akışları oluşturmak ve bunları korumak ana amacıyla, teknolojik ve yasal değişikliklerin yarattığı yeni organizasyon, ürün ve iletişim zorluklarına odaklanmaktadır.

Bu çok kapsamlı çalışma, bilgi yönetişimi ve tasarımsal uyum, veri gizliliği ve AdTech, Mobil ve 5G, Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi gibi gelişmekte olan teknolojiler konusunda uzmanlık gerektirmektedir.

Çağlar boyunca bellek

Veri saklama birimi ile sunucu belleği arasında her geçen gün artan fark, bilgisayarların 1980’lerde bu hale gelmesinden bu yana teknoloji konusundaki deneyimlerimizin ne kadar radikal değiştiğine kadar uzanır. Bu eski zamanlar hakkında daha önce yazmıştım. Dikkate değer konulardan biri ZX Spectrum’umdaki yalnızca 16 KB bellekten ne kadar yararlanılaabildiğidir. Bunu, uyduruk, hantal 32 KB bellek paketi ile genişlettiğimde, hakkı olandan çok daha fazla eğlence, daha fazla derinlik ve daha zengin deneyimlerin kapısını açtı.

O zamanlarda bile bellek, içindeki veri saklama alanıyla ilgili değil, yeni olasılıklarla ilgiliydi. Bellek, bilgisayarın CPU’sunu, dünya oluşturma görevini üstlenmesini sağladı. Grafikler, hala hepimizin sevdiği 1980’lerdeki haliyle, daha parlak hale geldi, ortamlar daha çeşitli ve karakterli oldu ve bunun nedeni sadece işlemci gücü değildi. Belleğin büyük miktarlarda veriyi çok daha yüksek hızlarda taşıma yeteneği olmasaydı, işlemci tam kapasitesini gösteremezdi.

Kingston sadece veri saklama birimleri sağlayıcısı değildir. #KingstonIsWithYou, bireyler olarak bizim için bir güçlendirme mesajıdır: teknolojimizle ne yapmayı seçersek seçelim bellek, bundan daha fazlasını elde etmenin anahtarıdır. Evrim geçiren teknolojinin, her günü yaşama şeklimizi değiştirme gücüne sahip olduğunu biliyorlar. Bellek alanında, yonga yoğunluğunun 8Gbit’ten 16Gbit’e geçmesi, artık 64GB’a varan kapasite artışları ve 3200Mhz’ye varan hız olanakları gibi birçok ilerleme kaydedildi. Veri saklama birimleri de SATA’dan NVMe’ye ve PCIe Gen3’ten ona göre iki kat daha hızlı olan PCIe Gen4’e geçiş gibi teknolojik ilerlemeler yaşadı.

Teknoloji saatinde geriye gitmek

Bu, yalnızca son birkaç yılda gerçekleşen büyük bir devrim olan medya, kültür ve sanatın dijitalleşmesi açısından çok doğrudur. Çatı katımda, fiziksel medyanın ölümünü onaylayan, içi VHS kasetlerle dolu plastik bir kutu var. Günümüzün bu noktada kesinlikle sanatsal ifadenin önemli bir gelişmekte olan formu olarak kabul edilmesi gereken, müzik, film ve bilgisayar oyunları gibi diğer dijital ürünler için tüketim modelinin oluşmasını sağlayan birçok faktör var.

2002 yılında ilk kez bir dijital kamera aldığımda, çıkarılabilir hafıza kartı (buluta yükleme yoktu) 3.2 megapiksel gibi düşük bir çözünürlükte yalnızca 90 - 100 fotoğraf alabiliyordu. Yani bir Kodak filmi rulosuna kıyasla büyük bir ilerleme olsa da yine de deklanşöre basmaya değip değmeyeceğini düşünmem gerekiyordu. Tabi ki günümüzde, orta sınıf bir cep telefonu ile ayrı bir kameraya ihtiyaç olmadan 120 fps’de 4K video çekilebiliyor. Burada işlemci ve yazılım önemli bir paya sahip olsa da asıl işi bellek yongaları yapmaktadır.

8-bit yonga setlerinden günümüzde yaygın olarak kullanılan 64-bit mimariye geçtiğimizde Kingston’ın bellek ve veri saklama birimi üretimindeki gelişmeleri, bu müthiş büyüme döngüsüne ayak uydurdu. Teknolojik gelişimimizin bir sonraki aşamasını düşündüğümüzde, günlük teknolojilere analitik ve tahmini yetenekler getiren Yapay Zeka gelişimin önemli motorlarından biri olacaktır.

Geleceği destekleyen teknoloji

Entegre devrelerin PC CPU’ları, ayrı grafik kartları ve endüstriyel makineler için kontrolörler gibi belirli amaçlar için optimize edilmesi gibi Yapay Zeka dünyasında yüksek performans elde etmek, yüksek performanslı bellek ve veri saklama birimleri gerektirmektedir. Kingston, Yapay Zeka (AI), makine öğrenmesi ve Nesnelerin İnterneti’ne (IoT) yönelik bellek ve veri saklama birimlerinde zaten öncü bir konuma sahiptir.

Veri saklama birimlerinde, hangisi kıyaslandığında önemsiz olarak kabul edilme tehlikesi ile karşı karşıya? Bellekte olduğu gibi veri saklama birimlerinin, verilerin bir varlık ve bir yükümlülük olarak düşünülmesine doğru gerçekten ne anlama geldiği konusunda büyük bir değişim oldu. GDPR’den California Tüketicinin Korunması Yasasına ve diğer düzenlemelere kadar veriyle ilgili yeni yasal düzenleme dalgası, çoğu kuruluşun, çeşitli veri yaşam döngüleri ve ilgili süreçler konusunda yeni bir stratejiye ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Veri saklama birimi, artık eskiden olduğu gibi veriler için pasif bir kap değil; veri saklama birimlerinin artık güvende olmasına, çoğaltılmasına, şifrelenmesine ve düzenlenmesine ihtiyacımız var.

2020’lerin başları, dünya çapında birçok kişi için hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir kriz zamanıydı. Ancak en iyi çabaların gösterilmesinde teknolojinin bize ne kadar yardımcı olduğunu düşünelim. Hem işte hem de toplumumuzda ve ailemizde birbirimize anlamlı biçimde yakın olabiliyoruz.

Kingston, 30 yılı aşkın süredir, şirketlerin IT omurgasının değişmez parçalarından biri olmaya devam etmektedir. Kingston, AI, IoT ve TechforGood girişimlerinin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla geleceğin teknolojileri desteklemek için bellek ve veri saklama ürünlerinin geliştirilmesine ve test edilmesine önemli ölçüde yatırım yapmaktadır.

#KingstonIsWithYou